
Arkadaşlar bu yazımda bu aralar okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum istiyorum. Kitabın adı Düşünce Tarihi adından sanki çok ağır bir kitapmış havası veriyor gibi gözüksede aslında okunması çok rahat bir kitap. Kitabın en çok sevdiğim yanı bugün bilinen bir çok yanlışa ışık tutması. Biliyorsunuz çağımız bilgi çağı herkes birşeyler öğrenmek kendini geliştirmek istiyor ancak sizce duyduğumuz, gördüğümüz hatta okuduğumuz her bilgi doğru mu acaba?.
İnsanlık tarihinin yeni başladığı dönemlerde insanlar kendini, yaşamı, doğayı şimdi olduğundan daha fazla sorguluyor, daha fazla kafa patlatıyorlardı. Şimdi ise herkes para kazanma, geçim sıkıntısı, telaş, zaman sıkıntısı gibi stres dolu bir hayat yaşıyorlar ve düşünmeye vakit bulamıyorlar. Düşünmeye vakit bulamadıkları gibi duydukları herşeye kafa patlatmadan, sorgulamadan inanıyorlar veya eksik öğrendikleri bilgileri kendilerine göre (çoğu zamanda kendi çıkarlarına göre) yorumlayarak tamamlamaya ve içlerini bu şekilde rahatlatmaya çalışıyorlar. Ee tabi başka ne yapacaklardı bu kadar iş, güç, yoğunluk arasında kafalarındaki sorulara bir an önce cevap bulup işlerine yönelmek istemeleri çok doğal. Ne yapsınlar, dünya düzeni böyle baştaki patronu memnun etmek için bizden hep daha fazla çalışmamız bekleniyor, herkesde de patron olma potansiyeli olmadığına göre böyle sürüp gidiyor.
Peki bu durumda ben ne öneriyorum?
Felsefe okuyun!! Boş vakitlerinizde mesela televizyon izlemek yerine felsefe okuyun. Ben Düşünce Tarihini okuyorum sizede öneriyorum.
Dünyanın kurulduğu günden bugüne kadar hangi fikir aşamalarından geçtiğini öğrenmek isteyenler, yanlış öğrendikleri bilgileri düzeltmek isteyenler için çok faydalı bir kitap.
Herkese saygılar, sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder